2 yıl sonra yeniden İstanbul’a gelen Autoshow yine kalp atışlarımızı yükselten bir fuar oldu. Geleceğin otomobillerini görme imkanı bulduğum bu fuarı 2 günde ancak gezebildim.
21 Mayıs’ta ilk olarak basına kapılarını açan Autoshow 31 Mayıs’a kadar tüm ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor. Dört gözle beklediğim bu fuar hiç bitmesin isteyenlerden biriyim herhalde. Önümüzdeki yıllarda bizi daha da kendine bağlayacak çok daha hızlı otomobiller hayatımıza girecek o yılları görmek için sabırsızlanıyorum açıkçası. Teknolojinin otomobille buluşmasını seviyorum ama bazen otomobile has olan özelliklerin tamamen ortadan kalkması tadımı kaçırmıyor değil bu söylediğime bir örnek elektronik el freni olabilir. Durdurulamayan teknoloji önümüzdeki yıllarda oldukça ilginç otomobiller kullanmamıza sebep olacak bu sebeple içim biraz buruk açıkçası.
Autoshow boyunca neredeyse yanından ayrılmadığım bir otomobil vardı ki o da Opel’in consept otomobili Monza’dan başkası değildi. Geleceğin otomobillerin çok eğlenceli olacağının garantisini veren Monza martı kanatlarıyla ve harika tasarımıyla gerçekten büyüleyiciydi. Kokpitteki led panel çok yaratıcı ve gerçekten çok etkileyici olmuş gaz ve fren pedalları da klasikten çok uzakta bir tasarım.
Peugeot’un gelecekteki premium SUV vizyonu da benim en çok ilgimi çeken otomobillerden biri oldu. Tasarımı, rengi ve iç dizaynı ile gelecek tasarımların şaşırtıcı halini gözler önüne seriyor. 85 kw’lık 2 adet hibrit motora sahip bu konsept otomobil 500 beygirlik güç üretiyor. 4 çeker, sportif ve sağlam bir stile sahip bu SUV Peugeot’un gelecekteki iddiasını da ortaya koyuyor.
Görmezden gelemeyeceğim bir başka güzellikse Volkswagen Polo WRC idi tabi ki. 2010 yılından beri ülkemizde göremediğimiz WRC’lerin en başarılısını Autoshow sebebiyle görmek beni bir kez daha heyecanlandırdı. Dünya Ralli Şampiyonası’nda liderliğini sürdüren Sebastien Ogier’i de görmeyi pek bir isterdim doğrusu 🙂
Tabi ki efsaneler efsanesi Audi Quattro… Ralli tarihinin saygı duyulası Grup B kategorisinin hak ettiği şeyi yaptım ben de Quattro’nun karşısında saygı duruşuna geçtim. Bu saygının sebebini ancak, videolarda Audi Quattro diye arattıktan sonra izleyeceğiniz videolardan sonra anlayabilirsiniz. Otomobil sporlarını pek çok insana sevdiren nadir otomobillerden biridir kendisi. Fuarda pek çok insanın ilgisini en az yeni teknolojiler kadar çektiğine bizzat şahit oldum 🙂
Sosyal medya çılgınlığına ayak uyduran bir de tweet car vardı. Peugeot’nun 308 modelini tweetleme şansını bulduğumuz fuarda, bu otomobil herkesin eğlence kaynağı olmayı başardı. Bir web sitesi üzerinden belirtilen komutlarla otomobilin camını açabilir, kapatabilir, kilitleyebilir hale gelebiliyorsunuz. Fuarda kendi kendine cam açıp kapatan otomobil görünce şaşıran insanlar vardı işte onların sebebi Peugeot idi 🙂
Nissan GTR Dünya’nın en hızlı seri üretim otomobili olma özelliğini taşıyor. Kendisi 545 beygir güce sahip 0’dan 100’e ise sadece 2.7 saniyede ulaşıyor. 3.8 twinturbo motor 632 NM tork üretiyor. Bu otomobile sahip olmak istiyorsanız sipariş ettikten sonra 6 ay gibi ‘KISA’ bir süre beklemeniz gerekiyor 🙂
2 yıl sonra yeniden İstanbul’a gelen Autoshow yine kalp atışlarımızı yükselten bir fuar oldu. Geleceğin otomobillerini görme imkanı bulduğum bu fuarı 2 günde ancak gezebildim.
21 Mayıs’ta ilk olarak basına kapılarını açan Autoshow 31 Mayıs’a kadar tüm ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor. Dört gözle beklediğim bu fuar hiç bitmesin isteyenlerden biriyim herhalde. Önümüzdeki yıllarda bizi daha da kendine bağlayacak çok daha hızlı otomobiller hayatımıza girecek o yılları görmek için sabırsızlanıyorum açıkçası. Teknolojinin otomobille buluşmasını seviyorum ama bazen otomobile has olan özelliklerin tamamen ortadan kalkması tadımı kaçırmıyor değil bu söylediğime bir örnek elektronik el freni olabilir. Durdurulamayan teknoloji önümüzdeki yıllarda oldukça ilginç otomobiller kullanmamıza sebep olacak bu sebeple içim biraz buruk açıkçası.
Autoshow boyunca neredeyse yanından ayrılmadığım bir otomobil vardı ki o da Opel’in consept otomobili Monza’dan başkası değildi. Geleceğin otomobillerin çok eğlenceli olacağının garantisini veren Monza martı kanatlarıyla ve harika tasarımıyla gerçekten büyüleyiciydi. Kokpitteki led panel çok yaratıcı ve gerçekten çok etkileyici olmuş gaz ve fren pedalları da klasikten çok uzakta bir tasarım.
Peugeot’un gelecekteki premium SUV vizyonu da benim en çok ilgimi çeken otomobillerden biri oldu. Tasarımı, rengi ve iç dizaynı ile gelecek tasarımların şaşırtıcı halini gözler önüne seriyor. 85 kw’lık 2 adet hibrit motora sahip bu konsept otomobil 500 beygirlik güç üretiyor. 4 çeker, sportif ve sağlam bir stile sahip bu SUV Peugeot’un gelecekteki iddiasını da ortaya koyuyor.
Görmezden gelemeyeceğim bir başka güzellikse Volkswagen Polo WRC idi tabi ki. 2010 yılından beri ülkemizde göremediğimiz WRC’lerin en başarılısını Autoshow sebebiyle görmek beni bir kez daha heyecanlandırdı. Dünya Ralli Şampiyonası’nda liderliğini sürdüren Sebastien Ogier’i de görmeyi pek bir isterdim doğrusu 🙂
Tabi ki efsaneler efsanesi Audi Quattro… Ralli tarihinin saygı duyulası Grup B kategorisinin hak ettiği şeyi yaptım ben de Quattro’nun karşısında saygı duruşuna geçtim. Bu saygının sebebini ancak, videolarda Audi Quattro diye arattıktan sonra izleyeceğiniz videolardan sonra anlayabilirsiniz. Otomobil sporlarını pek çok insana sevdiren nadir otomobillerden biridir kendisi. Fuarda pek çok insanın ilgisini en az yeni teknolojiler kadar çektiğine bizzat şahit oldum 🙂
Sosyal medya çılgınlığına ayak uyduran bir de tweet car vardı. Peugeot’nun 308 modelini tweetleme şansını bulduğumuz fuarda, bu otomobil herkesin eğlence kaynağı olmayı başardı. Bir web sitesi üzerinden belirtilen komutlarla otomobilin camını açabilir, kapatabilir, kilitleyebilir hale gelebiliyorsunuz. Fuarda kendi kendine cam açıp kapatan otomobil görünce şaşıran insanlar vardı işte onların sebebi Peugeot idi 🙂
Nissan GTR Dünya’nın en hızlı seri üretim otomobili olma özelliğini taşıyor. Kendisi 545 beygir güce sahip 0’dan 100’e ise sadece 2.7 saniyede ulaşıyor. 3.8 twinturbo motor 632 NM tork üretiyor. Bu otomobile sahip olmak istiyorsanız sipariş ettikten sonra 6 ay gibi ‘KISA’ bir süre beklemeniz gerekiyor 🙂